Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ömer Bender, 'meme başı akıntısı'nı, bulduğu yöntemle ameliyatsız tedavi ederek dünyada bir ilke imza attı.
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Adem Akçakaya, 160 poliklinikle, yılda 2 milyona yakın vatandaşa hizmet veren hastanelerinde, dünyada ve Türkiye'de ilkleri gerçekleştirdiklerini söyledi.
Akçakaya, Duktoskopi yönteminin Türkiye'de, Doç. Dr. Ömer Bender'in bu yöntem üzerinden bulduğu ameliyatsız tedavinin de dünyada sadece kendi hastanelerinde uygulanmasının onur verici olduğunu kaydederek, işlemin daha iyi şartlarda yapılabilmesi ve hastaların memnuniyet düzeyini artırmak için tıbbi ve teknolojik tüm gereklilikleri yerine getirdiklerini belirtti.
Doç. Dr. Bender de meme başı akıntısında teşhis ve tedavi için en yeni yöntemin Duktoskopi olduğunu belirterek, ''Duktoskopi, meme süt kanallarının içine 0.5 ve 1.3 milimetre arasında değişen çaplardaki optik sistemlerle girilerek, süt kanallarının içinin görüntülenmesini sağlayan bir endoskopik inceleme yöntemidir'' dedi.
Duktoskopinin, akıntının olduğu kanalın genişletilerek kanal içine mikro endoskop yerleştirilmesiyle uygulandığını anlatan Bender, endeskopun ucundaki kamera yardımıyla kanal içindeki hastalığın gözle görüldüğünü belirterek, ''Bu yöntem sayesinde çok ince çaplı süt kanallarının içi görülerek yapısı kontrol edilebiliyor, işlem sırasında süt kanalının içi yıkanarak yıkama sıvısında kanser hücresi olup olmadığı araştırılabiliyor. Ayrıca görüntüleme sırasında şüpheli lezyonlardan parça alınarak hastalığa tam olarak tanı konulması da mümkün'' diye konuştu.
Bender, meme başı akıntısı olan hastalarda Duktoskopi yöntemiyle, ''Süt kanallarının genişlemesi ve iltihaplanması, süt kanallarındaki iyi huylu tümörler, süt kanallarının kirlenmesi ve meme kanseri'' hastalıklarının önceden saptanabildiğini söyledi. Endeskopi yöntemiyle her meme kanserine teşhis koymanın mümkün olmadığını belirten Bender, ''Ancak bazı meme kanserleri, meme başı akıntısı yapabiliyor ve bu şekilde ortaya çıkabiliyor. Bu tür hastalarda biz meme kanserini çok erken aşamada yakalayabiliyoruz'' dedi.
Meme başı akıntısına neden olan süt kanallarındaki iyi huylu tümörlerin, bugüne kadar tüm dünyada ameliyatla tedavi edildiğini belirten Bender, yoğun çalışmalarının sonucunda ameliyatsız bir yöntem bulduklarını kaydetti. Bender, yöntemin bulunuşunu şöyle anlattı:
''Bu tür hastaların yüzde 95'inin gereksiz ameliyat olması bizi rahatsız etti. Bu nedenle çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Tabii kolay değil. Çünkü çok ince bir aletle süt kanalına girmeniz ve aletin içinden soktuğunuz başka bir şeyle, bu iyi huylu tümörleri çıkarmanız gerekiyordu. İmdadımıza kulak-burun-boğazcıların, parotis bezinden taş çıkarmak için kullandıkları taş basketi yetişti. O basketin, bu dar alandan geçebileceğini keşfettik. Daha sonra bu basketle iyi huylu tümörleri çıkarabilir miyiz diye düşündük. Denedik. Çok büyük oranda başarılı olduk. Ancak bunu hemen duyurmadık, hastalarımızı gözlemeyi tercih ettik. Ortalama 2 yıl boyunca hastalarımızı gözlemledikten ve sonuçlarımızın çok iyi olduğunu gördükten sonra, bunu ilk defa bir Alman Onkoloji dergisinde yayınladık. Böylece, dünyanın her tarafından duyuldu. Bununla ilgili konuşmacı olarak davetler almaya başladık. Ülkemiz, hastanemiz ve şahsımız adına bunun bir devrim olduğu ve bir çığır açtığına ilişkin çok övgü dolu sözler işittik.''
Bender, ameliyatsız yöntemin avantajlarını da şöyle sıraladı:''Süt kanallarında iyi huylu tümör olan hastalar anestezi almadan, ameliyathaneye girmeden, yara izi olmadan, ofis şartlarında ayakta tedavi ile lokal anestezi uygulanarak sağlıklarına kavuşuyor. Uygulama sonrasında ağrı kesici dahi kullanılmıyor. Hasta yarım saat içinde evine gidebiliyor. Bu tedaviyi uyguladığımız hiçbir hastamızda bugüne kadar bir tekrar görmedik.'' Gerçekleştirdikleri buluşun, tıp dünyasında büyük yankı uyandırdığını ifade eden Bender, dünyanın hemen her ülkesinden doktorun, eğitim almak için Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesine müracaat ettiğini de sözlerine ekledi.