Tiroid bezi boynun ön kısmında bulunan kelebek şeklinde hormon salgılama görevi olan bir iç salgı bezidir. Tiroid bezi tarafından salgılanan hormonlar kalp atışından, vücut ısısına ve kalsiyum kemik dengesine kadar olan metabolik faliyetlerin tümünü etkilemektedir. Bu organ tarafından salgılanan hormonların hayati önem taşıdığını söyleyebiliriz.
Tiroid bezlerinden salgılanan ana hormonlar T4 tiroksin ve T3 triiyodotrinonin dir. Tiroid hormonunun doku üzerindeki etkisinden T3 sorumludur.
Tiroid nodülleri, tiroid dokusu içinde oluşmuş, bu dokuya benzemeyen ve boyutları birbirinden değişiklik gösteren anormal kitlelerdir. Tiroidit, iyot eksikliği, tiroid adenomu, tiroid kisti ve tiroid kanseri gibi durumlarda gelişmiş olabilir. Bu tiroid hastalıkları nedeniyle ve özellikle iyottan yoksun bir diyet sonucunda tiroid nodülleri oluşabilmektedir.
Tiroid nodülleri toplumda sıklıkla görülen bir hastalık olup, kadınlarda görülme sıklığı erkeklere göre çok daha fazladır.
Tiroid nodülleri büyük bir oranda iyi huylu olarak görülmekle birlikte, bazen tiroid kanserinin tek belirtisi olarak karşımıza çıkabilmektedir.
Tiroid nodülleri çoğunlukla herhangi bir şikayet oluşturmaz. Genellikle hekim tarafından yapılan elle muayene esnasında ya da ultrasonografi (USG) incelemesinde fark edilir. Bazı hastalarda nodüllerin büyüklüğüne bağlı olarak boğazda yutkunmakla hareket eden bir şişlik şeklinde kendini gösterebilmektedir. Çok büyük nodüllerde ise basıya bağlı olarak yutma güçlüğü, ses kısıklığı ve nefes darlığı gibi bulgular gelişebilir. Tiroid nodüllü hastalarda çoğunlukla tiroid bezinin nodül dışındaki kısımlarında çalışma normal olduğu için, kanda tiroid hormon seviyeleri normaldir. Ancak nadiren fazla çalışıp aşırı hormon üreten bazı tiroid nodülleride bulunmaktadır. Bu durumda aşırı sinirlilik, çarpıntı, sıcağa karşı tahammülsüzlük gibi hipertiroidi şikayetleri ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle Tiroid Nodüllerinin Tanısı koyularak şikayetlere neden olan hastalığın belirlenmesi ve tedaviye geçilmesi gerekmektedir.
Tiroid Nodüllerinin Tanısı bazı durumlarda yalnızca aynaya bakılarak rahatlıkla koyulabilmektedir. Çene altındaki şişlikler, boyun bölgesinde nefes borusunun her iki yanında bir yumru şeklinde görülebilmektedir. Parmaklar yardımı ile boyundaki yumrulara dokunulması esnasında rahatlıkla hissedilebilmektedir.
Klinik değerlendirmelerde ise hastanın yaşı, cinsiyeti, aile içerisinde tiroid öyküsü ve herhangi bir endokrin hastalığı olup olmadığı işlem basamakları açısından oldukça önemlidir. Bu aşamada yapılacak elle muayene hastalığın değerlendirilmesi açısından başvurulan ilk yöntemdir. Bu muayene yöntemi basit olmakla beraber uzman ve deneyimli bir hekim tarafından yapılması gerekir. Fizik muayenede esnasında fark edilen tiroid nodülünün ya da nodüllerinin boyutları, sayısı, şişkinliği ve kıvamı araştırılmaktadır. Nodüllerin tespiti için hekim tarafından bir takım testler istenmektedir.
Ultrasonografi tetkiki esnasında nodüllerin boyutları, çapları, kistik ya da solid tüm özellikleri hakkında bilgi edinilmektedir. Bu görüntüleme işlemi esnasında 1 cm’den büyük çapa sahip olan ve şekil açısından kanser düşündüren tüm nodüller için Tiroid İnce İğne Biyopsisi istenir.
Tiroid nodüllerinin tanısının koyulması sonrasında tedavi yöntemlerini, nodüllerin huyu ve boyutları belirlemektedir. Tiroid USG tetkikinde elde edilen boyutlar değerlendirilerek takiplerde boyutlarda artış olup olmadığı izlenmelidir. Bu nedenle hekim tarafından talep edilen tarihlerde düzenli olarak tiroid ultrasonografisi tekrarlanmalıdır. Ayrıca bu tetkike ek olarak tiroid hormon seviyesi de ölçülmektedir.
Kanserli bir nodül olması halinde cerrahi operasyona başvurulmaktadır. Ancak fazla tiroid hormonu üreten sıcak nodüller radyoaktif iyot tedavisi ile veya antitiroid ilaçlarla tedavi edilebilmektedir.