Kadınların sadece %3’ü memede akıntı sorunu ile doktora başvuru yapmaktadır. Meme başı akıntısı, zaman geçirmeden hekime başvurulması gereken bir durum olup bazen meme kanserinin belirtisi olarak ortaya çıkabileceği için bir an önce akıntı nedeni belirlenmelidir. Hamilelik ve emzirme döneminde meme başından akıntı gelmesi ve emzirmeyi bıraktıktan sonra bir süre daha devam etmesi normal bir bulgudur. Bu dönemlerin dışında memeden bazı renk ve kıvamda akıntıların gelmesi normal değildir ve araştırılmalıdır.
Meme başından süt kanalından akıntı oluyorsa ve bu akıntı meme başını sıkmadan kendiliğinden geliyorsa kanser riski açısından önemlidir. Bu şekilde olan akıntılar genellikle hastanın iç çamaşırında leke oluştuğunu görmekle fark edilir. Bu nedenle yetişkin kadınların iç çamaşırlarını leke açısından kontrol etmeleri gerekmektedir.
Meme akıntılarının meme hastalıkları ile ilgilenen bir genel cerrah tarafından değerlendirilmesi temel bir prensiptir. Ayrıntılı bir tıbbi öykü değerlendirmesi ve meme bezlerinin ayrıntılı bir incelemesi yapılmalıdır. Mamografi, ultrason veya MRI gibi meme görüntüleme teknikleri, risk faktörlerine ve hastanın yaşına göre seçilir. Meme başı akıntısıyla birlikte muayene veya görüntülemede memede tespit edilmesi meme kanseri riskini arttırmaktadır. Meme ucundan gelen sıvının rengi şeffaf, sarı-gri, yeşil, kanlı, bulanık olabilir. Memeyi sıkmadan kendiliğinden gelen akıntılar eğer renkleri de kanlı veya şeffaf olması durumunda kanserle ilişkili olma olasılığı o derece yüksek olmaktadır.
Meme başı akıntılarının teşhisinde mamografi, ultrason, meme MR gibi incelemeler çoğu zaman teşhis koymaya yetmemektedir. Meme ucundan gelen akıntı bir cam üzerine yayılarak mikroskopla incelenerek, kanser hücreleri olup olmadığı araştırılabilir. Ancak, bu yöntem çok güvenilir sonuçlar vermez. Süt kanalının içine radyoopak madde vererek süt kanalının filmini çekilmesi işlemi (Galaktografi) hem yapılması zor olan hem de yanlış sonuçlar verebilen bir yöntemdir. Meme başı akıntılarının teşhisinde en başarılı yöntem, süt kanallarının içinin gözle görülmesini sağlayan süt kanalı endoskopisi (Duktoskopi) dir. Duktoskopi yöntemi sayesinde süt kanallarının içi görülerek akıntıya neden olan durum anlaşılmaktadır.
Meme başı akıntılarının çoğu iyi huylu nedenlerle olmaktadır. Ancak akıntıların bir kısmı cerrahi tedavi gerektiren papilloma veya kanserden kaynaklanabilmektedir. Kendiliğinden ve tek memenin tek bir kanalından gelen akıntılar mutlaka detaylı olarak araştırılmalıdır. Hele hele akıntının rengi kanlı ise veya su gibi şeffaf renkte ise kanser olma riski yükselmektedir.
Meme başı akıntısı olan her kadın, mutlaka bir meme cerrahına muayene olmalıdır. Muayeneden sonra hastanın yaşına göre mamografi, ultrason, meme MR ve akıntıdan sitolojik inceleme yapılır. Ancak bu incelemeler çoğunlukla kesin teşhis koydurucu olmamaktadır. Günümüzde süt kanallarının içini gözle görmemizi sağlayan “duktoskopi” adı verilen bir endoskopik inceleme yöntemi teşhis için kullanılmaktadır. Meme başı akıntılarının teşhisinde en başarılı yöntem duktoskopi yöntemidir.
Eğer akıntı hormonal nedenlerle oluşmuşsa önce bunun tedavi edilmesi gerekmektedir. Kan prolaktin hormonu seviyesinin yüksek olması, bazı tiroid hastalıkları ve kullanılan bazı ilaçların yan etkisi olarak meme başı akıntıları görülebilmekedir. Bu hormonal bozukluklar düzeltildiğinde akıntı geçer. Hormonal olmayan akıntılar İntraduktal papillom, meme kanseri, süt kanalı genişlemeleri ve süt kanalı iltihaplarından kaynaklanabilmektedir. Kanalda papilloma veya kanser şüphesi saptanması durumunda, hastalıklı süt kanalının ameliyatla çıkartılması gerekmektedir.